4 Kasım 2008 Salı

herşeye rağmen annelik

Dün sabah erken saatlerde bebeğimiz emerken birden kusmaya başladı, sonra fark ettim ki sanki biraz ateşi var, hemen ölçtüm. Derece 38,7 diyordu, hemen babaannesini aradık. Doğumundan beri ilk defa ateşlendi. Sakin bir hali vardı. Hemen ilacını içirdim ve uyuttum, uyurken aklım hep ondaydı. Uyku sersemliği ile her yarım saatte bir ateşini ölçtüm. Özgür Emin ateşlenince daha iyi anladım ki, anne olmak çok farklı bir duygu. Daha önce yaşanmamış ve yaşandıkça anlam kazanan bir duygu. Uykusuzluk, yorgunluk size etki etmiyor, tek düşünceniz bebeğiniz ve onun sağlığı. Anne her şeyiyle bebeğini ve onu daha iyi nasıl yetiştirebileceğini, onu tehlikelerden nasıl koruyabileceğini, ona nasıl bir gelecek hazırlayabileceğini düşünüyor. Aylar geçtikçe anne olmanın güzelliği daha iyi fark ediliyor sanki. Onunla birlikteyken kendimi çok farklı bir dünyada hissediyorum, onunla birlikte ben de çocuk oluyorum, şarkılar söylüyorum, konuşuyorum, oyunlar oynuyorum... hiç bir yerde kendimi bu kadar mutlu ve güvende hissetmiyorum sanki, çok rahatım bebeğimin yanında. Bazen benim davranışlarıma beklenmedik tepkiler veriyor, üzgün olunca beni teselli etmeye çalışır gibi yüzümü okşuyor, komik birşeyler söyleyince kahkahalarla gülüyor... Anlaşılmak ve karşındakinin davranışlarını net bir şekilde anlamak, gerçekten mutluluk verici.

Şimdiye kadar anneler için söylenmiş sözlerin, yazılmış yazı ve şiirlerin zayıf kaldığını şimdi daha iyi anlıyabiliyorum. Annelik sözlerle anlatılamayacak kadar özel ve gizemli bir duygu.

 

1 Kasım 2008 Cumartesi

çalışan anne olmak

Benim oğlum 6 aylık. İş yerinden 1 yıl ücretsiz izin aldım. Bebeğime kendim bakıyorum. Aynı zamanda doktora tezimi yazıyorum. Çevremde gördüğüm kadarıyla çalışan anneler çocuklarından ayrı kalmanın huzursuzluğunu yaşıyor. Evet gerçekten çok zor ayrı kalmak. Biz eşimle 5 gün bir kongre için yutdışına gittik. Bebeğimize kayınvalidem baktı. 5 gün ayrı kaldığımız için bebeğimiz bana küstü, sanki ben yokmuşum gibi davrandı ve kucağımda dakikalarca içini çeke çeke ağladı. O minicik bebek nasıl da anlamıştı annesinden ayrı kaldığını. Halbuki ben yokken kayınvalidemlerle çok iyi vakit geçirmişti. O an bir daha bebeğimi bırakmamam gerektiğini anladım. Tabi bebeğime bakmak için de işlerimi bırakmak, çalışmamak da olmaz. Her ikisini de aynı anda yapmalıyız bence. Çünkü çevremde gözlemlediğim kadarıyla işlerini çocukları için bırakan anneler vicdan azabı çektikleri için psikolojileri bozuluyor ve çocukları ile geçirdikleri vakitlerden mutlu olmuyorlar. Hem anne hem çocuk birlikteler ama mutlu değiller. Halbuki anne de kendisinin mutlu olduğu bir işte çalışırsa bebeğiyle birlikte olduğu zamanlarda onunla daha iyi ilgilenir, mutlu bir etkileşim olur aralarında, hem de anneye bağımlı bir bebek olmaz. Çalışan anneler de bence biraz daha esnek işlerde çalışabilirler. Haftaiçi annesine bırakıp haftasonu bebeğini alıyorsa orada anne-bebek iletişimi olmaz ve bebek yavaş yavaş anneyle bağını koparır. Bu durum bebeğin ve annenin sonraki yaşantısını da olumsuz yönde etkiler. Sonuçta tercih annelere ait. Bence annelerin yapması gereken bebeğiyle nasıl ilgilenmek onu mutlu ediyor ona karar verip uygulamak ve sonuçlarından şikayet etmemek. Bebeğimiz varken de kendimizi farklı yönlerde geliştirebiliriz. O uyuduğunda kendi işlerimizi yaparız. Sürekli bebekle ilgilenmemiz gerekmiyor zaten, tabi kendimize bağımlı bir bebek yetiştirmek istemiyorsak. Önemli olan birlikteyken kaliteli vakit geçirmek. Anne sevgisi ve şefkati her fedakarlığa katlanabilir.