10 Şubat 2009 Salı

yürüme arkadaşım

Bebeğimiz büyüdükçe ona karşı davranışlarımız da değişiyor. Yeni sorumluluklar ekleniyor sürekli. Zor ama keyifli sorumluluklar. Yürümek bebek için çok büyük bir yenilik. Yürüme olayında anneler bebeklerine nasıl yardımcı olabilirler? Bence çok önemli bir sorun. Çok ilgi gösterince seni her zaman yanında istiyor ve sen onun yanında olduğunda kendine güvenip ayağa kalkıyor. İlgi göstermeyince ayağa kalkınca dengesini kaybedip düşüyor, kendine güveni azalıyor. Ağlamaya başlayınca da hem anne hem bebek mutsuz oluyor. Peki ne yapmalı? Genelde bebekler belli bir aydan sonra kendi başlarına zaman geçirmekten hoşlanıyorlar ama sürekli değil. Anne ile birlikte ve yalnız başına geçirdiği zamanlar dengeli olmalı. Anne bebeği ile bir müddet ilgilenip, onunla oyun oynar, şarkı söylerse daha sonra onu oyuncakları ile başbaşa bırakabilir. Zaten canı sıkılınca mırıltılar başlar, o zaman bebeğinizin yanına gidip biraz daha vakit geçirirsiniz. Bu sayede kendi işlerinizi yapma fırsatı da bulabilirsiniz.

10 aylık oğlum kanepelerden tutunarak veya yürüme arkadaşı bisikleti ile artık rahatlıkla hareket edebiliyor. Bazen düşüyor tabi ama düştüğünde hemen sarılıp şarkı söylüyoruz, unutup gülümsemeye başlıyor. Bazen ben otururken yanıma geliyor iki elimden tutup beni yürüt diyor sanki. Beraber yürüyoruz, çok mutlu oluyor. Kendi başına bir yere tutunup almak istediği bir oyuncağı eline alınca o kadar çok seviniyor ki, kendine daha fazla güvenip başka eşyaların peşine düşüyor. Bazen kutuları ters çevirip kendine yürüteç yapıyor. Yeni keşifler onu çok heyecanlandırıyor. Hareket edemeyeceği bir noktaya geldiğinde de ağlayarak beni kurtarın diye haykırıyor. Duvardan iki eliyle tutunmuş hiç bir yere gidemiyor ve ellerini de bırakamıyor, bırakınca düşeceğini biliyor. Benim onu kurtarmaya geldiğimi görünce de hemen gülümsemeye çalışıyor.

Yürüme zor ve sabır gerektiren bir süreç ama bir o kadar da eğlenceli. Biz anneler bebeklerimize yürüme yolunda göstereceğimiz şefkatle gelecekte kendine güvenen ve tek başına ayakta durabilen bir nesil yetişmesinde ufak da olsa bir katkımız olacak.

 

7 Şubat 2009 Cumartesi

küçük mucizeler

Dünyaya geldiğimiz andan itibaren bir keşif çabası içindeyiz. İlk birkaç yıl bu süreç çok hızlı bir şekilde ilerliyor, sonra okul hayatı, gençlik yılları, iş hayatı, aile hayatı derken keşif çalışmalarımız yerini koşuşturma çabalarına bırakıyor. Bir yerlere yetişme telaşı içinde keşfetme merakımız da azalıyor sanki. 

10 aylık bebeğimizi incelediğimde yaptığı her hareketten zevk aldığını görüyorum. Bir nesneye dokunmak, yeni bir sese kulak vermek, yeni gördüğü bir nesnenin tadına bakmak, ayakta durabilmek...o kadar çok ki. Yeni yürüme çabası içinde olan oğlumuz ayakta bir yere tutunarak durabildiğinde, bisikletini iterek evin içinde dolaştığında sanki dünyalar onun oluyor, sürekli bir gülümseme var yüzünde, bir şeyleri başarma mutluluğu. Tek başına ayakta durup istediği yere gidebilmek için haftalardır alıştırma yapıyor. Çok büyük çaba sarfediyor. Halbuki bizler hepimiz yürüyerek istediğimiz her yere gidebiliyoruz, bebekler için bu mücizevi olayın hiç farkında değiliz. Sanki biz yürüyebilmek için hiç bir çaba göstermedik. Hayatımız karmaşıklaştıkca küçük mucizeleri gözden kaçırıyoruz. 

İşte annelik bu noktada küçük mucizeleri farkedilme yetisi kazandırıyor. Bebeğinizi gözlemlerken yıllarca önce kaybettiğimiz keşif ruhunu tekrar kazanıyorsunuz:)