7 Şubat 2009 Cumartesi

küçük mucizeler

Dünyaya geldiğimiz andan itibaren bir keşif çabası içindeyiz. İlk birkaç yıl bu süreç çok hızlı bir şekilde ilerliyor, sonra okul hayatı, gençlik yılları, iş hayatı, aile hayatı derken keşif çalışmalarımız yerini koşuşturma çabalarına bırakıyor. Bir yerlere yetişme telaşı içinde keşfetme merakımız da azalıyor sanki. 

10 aylık bebeğimizi incelediğimde yaptığı her hareketten zevk aldığını görüyorum. Bir nesneye dokunmak, yeni bir sese kulak vermek, yeni gördüğü bir nesnenin tadına bakmak, ayakta durabilmek...o kadar çok ki. Yeni yürüme çabası içinde olan oğlumuz ayakta bir yere tutunarak durabildiğinde, bisikletini iterek evin içinde dolaştığında sanki dünyalar onun oluyor, sürekli bir gülümseme var yüzünde, bir şeyleri başarma mutluluğu. Tek başına ayakta durup istediği yere gidebilmek için haftalardır alıştırma yapıyor. Çok büyük çaba sarfediyor. Halbuki bizler hepimiz yürüyerek istediğimiz her yere gidebiliyoruz, bebekler için bu mücizevi olayın hiç farkında değiliz. Sanki biz yürüyebilmek için hiç bir çaba göstermedik. Hayatımız karmaşıklaştıkca küçük mucizeleri gözden kaçırıyoruz. 

İşte annelik bu noktada küçük mucizeleri farkedilme yetisi kazandırıyor. Bebeğinizi gözlemlerken yıllarca önce kaybettiğimiz keşif ruhunu tekrar kazanıyorsunuz:)

0 yorum: